Raskolnikov'u Anlamak…
- Temmuz 3, 2024
Dorian Gray'in portresi, insanın bilinçdışı dürtülerini ve içsel çatışmalarını temsil ediyor. Dorian, portresi aracılığıyla kendi iç dünyasının yansımasını gözlemleyerek, karanlık yönleriyle yüzleşmek zorunda kalmıştır. Bu durum insanın kendi bilinçaltını anlama ve kabullenmesi için önemli bir psikolojik sorgulamadır. Roman boyunca Dorian; saflığından, masumiyetinden ve gençliğinden giderek uzaklaşırken, kötülüğe ve ahlaksızlığa daha da yaklaşmaktadır. Bu dönüşüm, insan doğasının zorunlu bir sonucu mudur, yoksa çevresel etkilerin bir sonucu mu?
Dorian Gray, güzelliği ve gençliği için kendini önemli ölçüde takıntılı bir hale getirmiştir. Kendi portresine olan saplantısı ve güzelliğinin kaybolma korkusu, onun narsisistik bir yapıya sahip olduğunu gösterir. Aslında bu estetik takıntının insanın iç dünyasına ve yaşamına nasıl zarar verebileceğine dair önemli bir felsefi sorgulamadır. Dorian Gray'in yaşam tarzı, hedonistik arayışları ve etik değerleri göz ardı etmesi, onun kişisel sorumluluklarından kaçmasına yol açar. Ahlaki değerlerin yok sayılması ve kötü eylemlerin göz ardı edilmesi, onun ruhsal çöküşüne büyük katkıda bulunur. İnsanın ahlaki sorumluluklarını kabul etmenin ve kötülüklerinin sonuçlarına yüzleşmenin önemini ortaya çıkarır.
Dorian'ın portresi, zamanın etkisinden etkilenmezken Dorian kendisi yaşlanır ve çürür. Bu durum insanın fiziksel ve ruhsal değişimlerine ve zamanın insan üzerindeki etkisine dair felsefi bir sorgulamaya işaret eder. Oscar Wilde romandaki 3 ana karakteri şöyle açıklamıştır: Basil benim olduğum, Dorian olmak istediğim, Henry çevremdekilerdir.
Son olarak kitapta geçen şu alıntıyla bitirmek istiyorum: "Her birimiz Cennet'i de Cehennem'i de içimizde taşıyoruz."
Oscar Wilde
Yorum Bırakın